top of page

Pera' nın Keşkesiz Doğum Hikayesi

13/09/2017

Pera’mızın doğum hikayesi bir Kasım gününde hamile olduğumu öğrenmemizle başlıyor.

İçimizde hiç durmadan patlayan büyük bir mutluluk! İşin en keyifli yanlarından biri de bu mutluluğu yakın çevreye yaymak kuşkusuz.

 

Yerimizde duramıyorduk ki büyüklerin dediğini yapıp herkese söylemek için 3 ayın geçmesini bekleyelim!

Bir hafta içerisinde ailemiz ve arkadaşlarımızdan duymayan kalmamıştı.

Tadını çıkara çıkara yaşadım hamileliğimi. Tatlıya hiç meraklı olmamama karşın hayatımda ilk kez cheesecake, tiramisu ve adını şimdi hatırlamadığım çeşit çeşit pastaları acımadan yedim.

 

Dilediğim gibi pilates ve yürüyüş yapamıyordum belki ama sağlıklı beslenmeye özen gösteriyordum (bu noktada sadece tatlıyla beslenmediğimi vurgulama gereksinimi hissettim).

Öğretim görevlisi olarak çalıştığım üniversitede, fakültemizden benim haricimde 4 kişinin daha hamile olması nedeniyle (doğru duydunuz, 4!) zaten küçük bir hamileler kulübü oluşmuştu. Bu arkadaşlardan birisi bana,  Zehra’nın verdiği doğuma hazırlık eğitimlerinden bahsetti. Mizaç olarak araştırma ve öğrenmeye olan merakım hemen  Zehra ile iletişime geçmeme neden oldu. Eşimin de tamamdır demesiyle birlikte bir sonraki kursa yazıldık.

Zehra sayesinde doğum sırasında, öncesinde ve sonrasında bizi nelerin beklediğini gerek teknik gerekse  duygusal açılardan bakarak öğrendik ve anladık. Bir çok yeni bilgi edindik. Her biri bizi zihinsel olarak doğuma biraz daha hazırladı ve heyecanımıza heyecan kattı. Bonus olarak, Zehra’nın doğuma hazırlık networkundan faydalanarak sevgili fizyoterapist Gizem Devaşan’ın hamile pilatesi derslerine başladım!

Doğuma çok katkısı olduğu görüşündeyim.

Kendimi bildim bileli normal doğum dışında bir doğum yapmak aklımın ucundan bile geçmedi. Yine de,  Zehra’nın eğitimi sayesinde sezeryanın gerekli olabileceği durumlar konusunda da bilgilendik ve doğuma doğru tam teşeküllü olarak şaşmadan ilerledik. Ne mutlu bize ki Yakın Doğu Hastanesindeki doktorum Barış Kaya da normal doğum yanlısıydı. Bana hamileliğimin ortalarında söylediği şu cümle kafamın içinde hep çınladı: “normal doğumun size yaşattığı gururu diğer hiçbir doğum şekli tam olarak yaşattıramayacak”

Son kontrolümde Pera’mızın 3.5 kiloyu bulduğunu öğrenince biraz panikledim. Doğuma henüz neredeyse 1 ay vardı ve böyle giderse normal doğum riske girebilir miydi? Ancak bu endişelerim, kontrolümden birkaç gün sonra sabaha karşı 4 gibi suyumun gelmesiyle son buldu (hayır, o akşam yediğim T-Bone Stea yüzünden değil!). Baldırıma giren kramp nedeniyle yatakta “geldi” diye bağırarak ama hiç kımıldayamayarak uzanırken tek düşünebildiğim, eğitimde öğrendiğim nişanı nasıl kaçırabilmiş olduğumdu.

Oldukça rahat bir şekilde hazırlandığımızı söylemek isterdim ama bu yarı doğru olur; eşim çok heyecanlıydı ve bu da şimdi düşündüğümüzde süreci çok tatlı kıldı. Hastaneye vardığımızda ağır ağır sancılarım da başlamıştı. Sıklıkları düzensizdi henüz. Biraz dinlenmeye çalıştık. Sabah makul bir saate erişince annemi aradık. Doktorumuz geldiğinde, açılmanın 1 cm olduğunu, iltihap kapma riskini azaltmamız için süreci hızlandırmamızın iyi olacağını söyledi. O an, bunun, o hiç istemediğim yapay sancı demek olduğunu anlayamamıştım. Açılmanın sadece 1 cm olduğu gerçeğiyle yüzleşmekle meşguldum. Sancılarım düzenli olmaya başlamıştı, eğitimde öğrendiğim nefes teknikleri ile sancılarımla rahatlıkla başediyordum ve herşey yolunda gidiyordu. Bu da nereden çıkmıştı şimdi?

Böylece, bir saat içerisinde kendimi yatağa bağlanmış ve sancılarımı da şiddetlenmiş  olarak buldum. Eşim unuttuğumuz şeyleri almak için eve gitmişti. 40 dakika gibi bir süre geçtikten sonra ben sancıların şiddetine artık dayanamıyordum ve kimi sancılarda nefes bile alamayacak duruma geliyordum. Daha sonra anladım ki bunlar aslında ıkınma sancılarıymış, yani vücudum aslında doğuma başlamış. Ebe gelip durumu fark eder etmez apar topar doğumhaneye doğru yarış başladı. Eşimin yanımda olamıyor oluşu beni biraz gerdi, çünkü bazı şeyleri bana hatırlatması için ona güveniyordum. Ama olsundu, annem yanımdaydı. Zaten bundan sonrası o kadar kısa sürdü ki! Üç ıkınmada Pera aramızdaydı. Avaz sayısıysa sıfırdı.

İşte o çok korkulan ama dünyanın en muhteşem mucizelerinden birisi olan doğum hikayem böyle. Acısı yok aklımda, hep tatlısıylayım. Zehra’ya, bizi nasıl bir doğum istediğimiz konusunda düşündürttüğü, doğuma hazırlığımızı bilgi ile pekiştirdiği, tüm sorularımızı bıkmadan usanmadan cevapladığı  ve keşkesiz doğumumuza katkı koyduğuiçin çok teşekkür ederiz.

 

Pera & Gizem & Ali

Şefik

© 2017  by ZEHRA AYÇA AYSEN.    Proudly created www.dobemkibris.com /  Tel:+90 533 86043 36                 dobem@outlook.com.tr//   Kıbrıs, Lefkoşa

  • White Instagram Icon
  • Facebook Clean Grey

Mail listemize katılın

Tüm gelişmelerden haberdar olun

bottom of page